İBADETLERLE İLGİLİ
AYET VE HADİSLER
-
Bakara Suresi, 128. ayet: "Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin."
-
Tevbe Suresi, 112. ayet: Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü'minleri müjdele.
-
Ra'd Suresi, 14. ayet: Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca O'na (olan)dır. Onların Allah'tan başka çağırdıkları ise, onlara hiçbir şeyle cevab veremezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. İnkar edenlerin duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir.
-
Taha Suresi, 14. ayet: "Gerçekten Ben, Ben Allah'ım, Benden başka İlah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl."
-
Furkan Suresi, 55. ayet: Allah'ı bırakıp kendilerine yarar ve zarar sağlayamayacak şeylere ibadet ediyorlar. Kafir, (asıl) kendi Rabbine karşı (şeytana) arka çıkandır.
-
İnşirah Suresi, 7. ayet: Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.
-
Bakara Suresi, 200. ayet: (Hacc) ibadetlerinizi bitirdiğinizde, artık (cahiliye döneminde) atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anma ile Allah'ı anın. İnsanlardan öylesi vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada ver" der; onun ahirette nasibi yoktur.
-
Hicr Suresi, 99. ayet: Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.
-
Kehf Suresi, 110. ayet: De ki: "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin İlahınızın tek bir İlah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."
-
Meryem Suresi, 65. ayet: Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbidir; şu halde O'na ibadet et ve O'na ibadette kararlı ol. Hiç O'nun adaşı olan birini biliyor musun?
-Ebû Mâlik el-Eş’arî’den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Temizlik imanın yarısıdır (parçasıdır).”
“Sizden kim cumaya gelirse gusül abdesti alsın!”
-Âişe’den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Misvak kullanmak, ağzın temiz kalmasına ve Rabb’in razı olmasına sebeptir.”
-Câbir’den (r.a) rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Ne dersiniz, birinizin kapısında bir nehir olsa da orada hergün beş defa yıkansa onun kirinden eser kalır mı? Orada bulunanlar, “Kirinden hiçbir şey kalmaz.” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah beş vakit namaz sayesinde günah ve hataları siler.”
-Târık b. Şihâb’dan (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Cuma namazı, cemaat halindeki her Müslüman’ın kılması gereken bir farzdır. Şu dört kimse müstesnadır: Köle, kadın,
çocuk, hasta.”
“Oruç sırf benim içindir, onun mükâfatını (dilediğim gibi) ben vereceğim. Kulum arzularını, yemesini ve içmesini benim için terk etti. Oruç bir kalkandır, perdedir. Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, iftar ettiği vakitteki sevincidir, diğeri de Rabb’ine kavuştuğu vakitteki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku, Allah katında
misk kokusundan daha hoştur.”
-Ebû Hureyre’den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasûlallah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları affedilir.”
-Ebû Hureyre’den (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Malının zekâtını verdiğin zaman, malındaki fakirin hakkını ödemiş olursun.”
-Esmâ’dan (r.a) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“İnfak et. Cimrilik gösterme ki Allah da senden lütuf ve rızkını esirgemesin! Sakın para biriktirip saklama ki Allah da senden bereketini saklamasın.
-Ebû Hureyre’den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Kötü söz söylemeden ve günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak
(evine) döner.”